8 Mayıs 2011 Pazar

Okul Öncesi Eğitimin Önemi

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ÖNEMİ

Gelişmekte olan ülkemizde sanayileşmenin paralelinde, yaşam koşulları kadının çalışmasını zorunlu kılmış, bu da okul öncesi eğitimin önemini bir kat artırmıştır.
        Yaşamın özelikle ilk üç yılında, annenin, çocuğunun eğitimiyle meşgul olması, hiçbir kişi ya da kurumdan yardım istememesi kuşkusuz en sağlıklı
yoldur. Ancak yaşam koşulları sebebiyle, annenin aileye ekonomik katkıda bulunmak üzere çalıştığı durumlarda, “bakıcı “ dan yararlanma seçeneği birçok eğitimsel yanlışı da beraberinde getirmektedir. Çocuk model olarak kendisine bakan bu kimseyi aldığından, onun konuşmasındaki dilbilgisi hatalarını, örf ve adetlerini taklit yoluyla öğrenecektir. Daha da önemlisi, anneye en çok gereksinim duyduğu bu dönemde anneyle fizik temastan ve duygusal etkileşimden uzak büyücek, bu da çocuğu kişiliğini ve duygusal gelişimini önemli bir biçimde etkileyecektir.

         Büyükanne yanında bakım, aşırı hoşgörü ve şımartma nedeniyle, eğitimsel açıdan tehlikelidir. 0-3 yaş çocuğunun kurumda bakımı  da özel bir uzmanlık istiyor. Bu yaş çocuklarına hizmet veren kreşlerin özel hemşire, doktor, uzman pedagog ve psikologları bünyelerinde görevlendirmeleri gerekir.

ANAOKULUNUN ÖNEMİ
Çocuğun oyun gereksinimini en iyi karşılayan toplumsal kurum, “Anaokulları “dır.
          3-6 yaş çocuklarının eğitimini gerçekleştiren anaokulunu, annenin yokluğunu giderecek bir kurum olarak değil de, annenin tek başına çocuğun üzerindeki ilk yıllardaki rolüne katkıda bulunan ve bu rolü yaygınlaştıran bir kurum olarak değerlendirmek gerekir.
          Anaokulu, ilköğretime hazırlık olmaktan çok, ailenin dışına atılan ilk adım olarak düşünülmelidir. İlk üç yıl içinde çocuk, model olarak aldığı anne ve babasından alabileceğini alır ve kendisine tanınan fırsatlar ölçüsünde belirli bir psiko-sosyal olgunluğa varır. Ancak bu gelişim sınırlıdır.
          Froebel’ in deyişiyle:” Anaokulunun amacı, öğrenmeye ilgi uyandırmaktır.”Anaokulu, çocuğa bilgi aktarmaktan çok, çocuğun içinde var olan yeteneklerin
serpilip gelişmesine yardımcı olur. Çocuk, anaokulunda en iyi oyun ortamını bulur, işbirliğini geliştirir, yaşıtlarıyla ilişkiye girer. Anaokulu çocuğu, kendi hakkını korurken, paylaşmayı ve başkalarının özgürlüğünü zedelememeyi öğrenir.

          Anaokulları, çocukların sözel faaliyetlerine önem veren ve onlara hareket imkânı hazırlayan kurumlar olmalıdırlar.
          Anaokulunda renk, sayı ve kavramlar, çocuğun düşüncesine uygun bir biçimde somuta indirgenerek verilir. Parmak boya ve resim faaliyeti, su oyunu, kum oyunu, ritmik jimnastik, bloklarla oynama önde gelen oyun dizileri arasında sayılabilir. Çocukların en hoşlandıkları dramatik oyun köşeleri, doktorculuk, bebekçilik, bakkalcılık köşeleridir. Çocuk en iyi ve örgütlü oyun ortamını anaokulunda bulur.
          Anaokulunun temel öğretim programı içinde insan ve hayvanları tanıtma, ülkemizi ve dünya ülkelerini tanıma, önemli olay ve günlerle, trafik, görgü gibi çeşitli kuralları öğrenme sayılabilir.
          Anaokulu, aynı zamanda kuralları en etkili bir biçimde öğretebilen bir kurumdur. Çocuk, yaşıtlarıyla ilişkiye girerek birlikte yaşamayı, yemek yemeyi, uyumayı ve oynamayı öğrenir. Böylece başkalarının özgürlüğünden haberdar olur,”ben” ve ”başkası “ kavramlarının bilincine vararak yardımlaşma ve
işbirliği duygusunu geliştirir.

            Anaokullarının, çocukları ilköğretimlere hazırlayan birer kuruluş niteliğinde olmaları önemlerini daha da artırmaktadır. Toplumsal işlevleri büyük olan anaokulları, çocukları barındıran değil, fakat onları eğiten ve biçimlendiren çok önemli eğitim kurumlarıdır. Bu tür kurumların yalnızca ticari amaçla açılmaları, çocukların gelişimlerini olumsuz açıdan etkiler.
            Birlikte yaşama ve çalışmayı öğrenirken, çocuğun ayrıntılarıyla kopya edeceği, sağlıklı bir öğretmen modeline ihtiyacı vardır. Bu sebeple, anaokulu öğretmeninin olumlu bir model oluşturmasının yanında, yeterli düzeyde pedagojik formasyona sahip olması ve mesleğini sevmesi gerekmektedir.
            Bunun yanı sıra anaokulu öğretmeni, çocuğun gelişim ve uyumundaki karmaşık psikolojisiyle, ihtiyaç duyduğu çevre koşullarını bilebilmelidir.
            Kısaca anaokulları, annesi çalışmayan çocuklar için 4 yaşından, annesi çalışan çocuklar için 3 yaşından itibaren gerekli ve yararlı kuruluşlardır.
            Ancak, burada anaokullarının nitelikli olması, amacının çocukları barındırmak değil, başarılı bir eğitim olması gerektiğini vurgulamakta fayda vardır.
            http://www.rehberogretmen.biz/okul-oncesi-egitimin-onemi.htm ARACILIĞIYLA...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder